Yukarı Tekke mezarlığında Osman Seçilmiş ’in kabri başında düzenlenen anma törenine çok sayıda seveni katıldı. Törende Yasin-i Şerif’in kunmasının ardından Osman Seçilmiş’in oğlu Muhammed Fatih Seçilmiş konuşma yaptı. Fatih seçilmiş yaptığı konuşma da Biz Aşk ehlinin ölmeyeceği kanaatindeyiz diyerek, “biliyordu. Onu anlayabilmek için önce dedemden bahsetmek istiyorum. Dedem Milli Görüş Davasında gerçekten cevval, şecaatli bir insandı. Üniversite yıllarında kendisine yazdığı, bir kitabın arasında muhafaza edilmiş bir mektubu gördüm. Mektupta aynen şöyle deniyordu: “Bu yolda yürürken sağımda ve solumda kimin olduğunu bilmek beni mefunet sahibi yapar. Bu davada yürürken sizleri sağımızda solumuzda görmek hepimizi bir mefunet sahibi yapar. Erbakan Hocamızın söylediklerine değinmek istiyorum. Belki yüzlerce kez söyledi ama tekrar etmekte fayda var. “Milli Görüşün kimyası 3 ana maddeden oluşur. Birincisi Maneviyatçı olacaksın. Maneviyatçı olmak demek ahrete inanmak iman etmek demektir” yani dünyevi menfaatler için ahretini satmamak demektir. Osman Seçilmiş bunu yaptı ve başardı. “İkincisi nefsi terbiye. Peygamberlerin yolu nefsi terbiyeden geçer, firavunların yolu nefsi esaretten geçer. Üçüncüsü de yeryüzünde Hakkın hâkim kılınması için çalışmaktır.” Bakın sözü nereye getireceğim. Bundan takriben 50 yıl kadar önce Milli Selamet Partisi İl Başkanı iken Erbakan Hocamızın babama söylediklerini söylüyorum, bizzat kendinden duydum. Birincisi “namazı cemaatle kılacaksınız.” Açıklayacak olursak Namazı cemaatle kılacaksın düsturundan maksat ‘Sosyal Müslüman’ olmak. Kendisi belediye başkanlığını bir kenara bırakın, gerçekten şu Sivas’ta herkesin yanına gidip selam vererek çay içip sohbet edebileceği kadar girişken ve sosyal bir insandı, neticede o bir teşkilatçıydı. İkincisi “Nefis terbiye edebilmek için bir ilim ehline tabi olacaksınız.” Burada en önemli olan şey istikamettir. Nasıl ki en büyük keramet istikamet ise ilmin yanlış yönlerde kullanılması da en büyük telef olmaktır. Üçüncüsü de “Hakkın hâkim kılınması için var gücümüzle çalışacağız.” 50 yıl önce de aynı söz söyleniyordu, 50 yıl sonra da aynı söz söyleniyor. Bakın Biraz daha geriye gidelim. Hepimiz Elhamdülillah belli bir camianın insanlarıyız ve belli bir muhabbet duyduğumuz için buradayız. Aksi taktirde bir araya gelmemiz mümkün değildir. Bir hedefe gidebilmek için çalışmanın nihayete erebilmesi için 3 esas şart. Bunlardan birincisi amirlere kayıtsız şartsız itaat. İkincisi fena hallerden sakınmak. Bunu nefsi terbiye içerisinde söylemiştik. Üçüncüsü ise İmandır değerli arkadaşlar. İman olmazsa imkan da olmaz başarı da olmaz. Bu sözler de bana ait değil. Bu sözler 1453 yılında İstanbul surlarının önünde Sultan Fatih’in ordusuna yaptığı nasihatin ta kendisidir. Sultan Fatih’in ordusu İstanbul surlarının önünde hangi niyetle durduysa, Osman Seçilmiş ve onun yanında olan insanlar gibi bizler de ırkçı emperyalizmin karşısında aynı şuur ve bilinçle duruyoruz. Arkadaşlar dualarımıza ve niyetlerimize uzaktan yakından iştirak eden tüm kardeşlerimizden Allah razı olsun. Allah onların geçmişlerine de Rahmet eylesin. Allah adetlerimizi, sayılarımızı arttırsın. Bizleri burada topladığı gibi kıyamet gününde de Peygamber Efendimiz2in(s.a.v) sancağı altında toplanmayı da nasip eylesin. Nitekim Peygamber Efendimizin hadis-i şeriflerinde geçmektedir. “Gün gelecek ümmetim 73 fırkaya bölünecek, bunlardan sadece biri kurtulacak.” O fırka da Fırka-i Naciye. Sünnet-i Seniyyeye uyan insanların fırkasıdır. Allah hepimizi bu zümreden eylesin İnşallah. Buraya gelerek, dualarımıza iştirak ederek bizleri bahtiyar kıldınız, Allah da sizleri bahtiyar kılsın. Cenab-ı Allah sevdiklerimizin acısını şedid bir şekilde yaşamayı nasip etmesin bize. Allah razı olsun” dedi.
Daha sonra konuşma yapan Saadet Partisi Sivas İl Başkanı Osman Gönay ise , “Değerli büyüğümüz Osman Seçilmiş Bey’i anmak için burada toplandık, Allah hepinizden razı olsun. Rahmetli Osman Bey teşkilatımızın bir abisiydi. Arkadaşlarımızın problemleri olduğu zaman istişareler yapılır, son istişare kendisiyle yapıldıktan sonra tatbik edilirdi. İkinci bir özelliği merhumun, gayet yumuşak huylu ve nazik olmasıydı. Öfkelendiğini pek görmezdik. Bir seçim çalışmaları sırasında bir yönetim kurulu toplantısında arkadaşlarımızdan bir tanesi “başkanım televizyonda muhataplarınızla tartışırken biraz yumuşak huylu kalıyorsunuz, sesinizi biraz yükseltseniz ve yumruğunuzu da biraz masaya vursanız daha iyi olmaz mı” demişti. Osman Seçilmiş De “ben buyum, başkası olamam ki…” demişti. Ve makam mevkide gözü yoktu bizim gördüğümüz kadarıyla. Aramızdan ayrılan kardeşler partiler kurup iktidara geldiler, makamlar mevkiiler elde ettiklerinde kendisine çok tekliflerde bulundular. Milletvekili olabilirdi, bakan olabilirdi, tekrar belediye başkanı olabilirdi fakat o hepsini elinin tersiyle itti ve inandığı yolda sadakatle yürümeye devam etti, sadıklardan olmayı tercih etti. Kendisi dillendirmezdi ama biz yakinen şahidiz ki Osman Seçilmiş Sivas sevdalısıydı. Sivas’ın bütün problemlerini çözmek için gücünün üstünde adeta bir efor sarf etmeye gayret ederdi. Bundan dolayıdır ki telefonları 24 saat açık olurdu. İlgi alanının dışında olmasına rağmen ikinci ligden bir türlü çıkamayan Sivasspor’a el attı, kulüp başkanı oldu ve onu süper lige çıkarttı. Gerçekten Sivas aşığı bir abimizdi. Sivas’ın tüm problemlerini çözmek isterdi, sadıklardan olan, mülayim bir insandı. Makamı âli olsun, mekanı cennet olsun, Cenab-ı Hak rahmet eylesin. Ben katıldığınız için hepinize yürekten teşekkür ediyorum, Allah hepinizden razı olsun” dedi.
