Cumhuriyet Üniversitesi 45. Yılı Kutlama Programı yapıldı. Cumhuriyet Üniversitesi Kültür Merkezi Kadı Burhanettin Salonun’da yapılan program Saygı Duruşu İstiklal Marşı ve Üniversitenin Belgeseliyle başladı.Programa Vali Salih Ayhan,5.Eğitim Tugay Komutanı Ömer Ertuğrul Erbakan,Cumhuriyet Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Alim Yıldız,Belediye Başkanı Sami Aydın,Rektör Yardımcıları,Danışmanlar ve Akademisyenler katıldı.
Programda konuşan Cumhuriyet Üniversitesi Rektörü Alim Yıldız”
Sivas gibi tarih boyunca Anadolu’nun önemli merkezlerinden biri olmuş, âlimler diyarı olarak anılmış bir şehirde üniversite kavramı daha da önemli bir yere haizdir. Çünkü Sivas medreselerin yoğun olduğu, ilim ve irfanla haşir neşir olmuş bir şehir. Bu sebepten, biz Üniversitemizin tarihini medreselerin kurulduğu yıllara dayandırıyoruz.
Her zaman dediğim üzere, üniversitelerin 2 önemli görevi var. Eğitim vermek ve araştırma yapmak. Eğitim yıllardan bu yana yapılıyor.
Ülkemizin içinde bulunduğu konum ve geçmişten aldığımız mirasla üniversitelerin araştırma yapma ve bilim üretme görevi daha da önemli hâle geliyor. Üniversite demek gelecek demek, umut demek, ilim demek. Daha da önemlisi bir ülkenin ufku yarıp geçen ışığı demek. Yarın demek.
Üniversitelerin en önemli görevleri araştırma yapmaktır diye az önce belirtmiştim.
Görevimiz önce fikir üretmek sonra da bu fikri ürüne dönüştürmektir. Yaptığınız bütün çalışmalarda sizleri destekleyeceğimizi defaatle söylemiştim. Özellikle sağlık ve savunma sanayisinde çalışmalar yürütüyoruz. Mesela geçtiğimiz 2018 yılı içerisinde deri hastalıklarını iyileştiren kozmetik ürün geliştirdik.
Savunma sanayi için tamamen yerli malzemeleri kullanarak hafif ve kurşun geçirmez zırh plakası ürettik. Malumunuz Kırım Kongo Kanamalı Ateşi hastalığının henüz bir tedavisi, ilacı ya da iğnesi, yok. Geçtiğimiz günlerde bu hastalığa ilaç üretmek adına bir çalıştay düzenledik. Daha başka alanlarda da ilaç üretmeye yönelik çalışmalarımız devam ediyor.
Bir diğer konu, fakültelerimizin dergileri. Elbette her fakültemizin dergisinin ulusal ve uluslararası alanda adından söz ettirmesi, taranan dergiler arasında yer alması önemli.
Fakat 1996 yılından bu yana çıkan İlahiyat Fakültesi Dergimiz ESCI, EBSCO ve SCOPUS tarafından da taranma noktasında. Temmuz ayı itibarıyla A sınıfı olup olmayacağımıza karar verilecek diye bekliyoruz.
2017 yılında kurduğumuz Dini İlimler Uygulama ve Araştırma Merkezi gün geçtikçe gelişiyor. Bu merkez sayesinde yerli ve milli İsnad Atıf Sistemini geliştirdik.
Kudema “Kader gayrete âşık” demiştir. Bize verilen Rektörlük görevinin bir emanet olduğunu ve bu emaneti en iyi şekilde sahip çıkmamız gerektiğini düşünüyorum. Bizim Sivas’a vefa borcumuz var; bunu ödemeye gayret ediyoruz.
Sizlerden temennim, dünyanın geleceğine sahip çıkacak işler yapmanızdır. Böyle düşünen ve yaşayan nesillerin yetişmesidir. Ahlakıyla, çalışmasıyla, dünyaya bakışıyla insanlığın geleceğine yön veren insanlar olabilmemizdir.
Başka Türkiye yok, başka dünya da yok. Başka yolu olanlar 15 Temmuz’da ülkenin üstüne kara bulut gibi çöküp hezimete uğrayınca arkalarına bakmadan kaçtılar. O yüzden tek çıkar yolumuz ülkemize sahip çıkmaktır. “Ülkesini en çok seven en çok hizmet edendir.” düsturuyla çalışmalı ve çocuklarımızı bu şiar üzerine yetiştirmeliyiz.
Mehmet Akif İnan’ın “çorak toprakta akan insanını” yemyeşil bahçelere kavuşturmaya gayret etmektir aslolan.
Sezai Karakoç’un Hızırla Kırk Saat şiirinde şu mısralar nasıl insanlar yetiştirmemiz gerektiği noktasında bize işaret veriyor:
“Düzeltip dünyayı yeniden
Toplumu dirilten insanı erdiren
Şeytanı bir duvar ucunda sıkıştıran
Dam saçaklarında koğalayıp
Eski sınırına iten
Kentlere mutluluğu
Bir ikindi anıtı gibi getiren”
Bu duygu ve düşüncelerle Ülkemizin 13. üniversitesi olarak 1974 yılında kurulan Sivas Cumhuriyet Üniversitemizin 45. yılı hayırlı olsun dileklerimle Üniversitemizin kuruluşunda emeği geçenlerden ahirete irtihal edenleri rahmetle anıyor, hayatta olanlara sağlıklı, huzurlu ve mutlu bir hayat diliyorum. Hepinizi sevgi ve muhabbetle selamlıyorum.”dedi.
