Neo-Liberal ekonomide sağlık mesleklerinde mantık şöyle işler. Eczacı, doktor, gözlükçü, optisyen sağlık mesleğini icra etsin Eczacı, optisyen mesleğinin icrası, yapılması içinde finans gerekli o halde optisyenlik müessesesinin, eczanenin birde sermaye tarafı olmalıdır. Eczacı, optisyen bir eczaneyi, bir müesseseyi çalıştıracak finans kaynaklarına erişemez. Kendi mikro, sınırlı, kıt sermayesi böyle bir mesleği icra edebilmesi içinde yeterli olmaz. Eczanenin, optisyenlik müessesesinin mesleğini icra eden dışında sermaye sahibine ihtiyacı var.
Avrupa Kıta’sının başından en ucuna gözlükçüler mesul müdürlükle mülkiyet haklarını kaybetmişler büyük sermaye zincirlerinde çalışan işçi pozisyonundalar. Bireysel gözlükçüler günde 1 ya da 2 gözlük yaparak rekabet edemez duruma gelmişler. AB ‘de sadece gözlükçüler değil çok sayıda ülkede Eczacılarda maalesef mülkiyet haklarını kaybetmişlerdir.
Sağlık mesleklerini sermayenin işgali ile sağlık harcamaları gelişmiş ülkeleri bile zorlayacak devasa rakamlara ulaşmıştır. Bizimle aynı nüfusa sahip İngiltere’nin Sağlık harcamaları 170 milyar doları aşmıştır. Almanya’nın sağlık harcamaları 250 milyar Euro dur. Türkiye’nin sağlık harcaması 140 milyar TL dir. Sağlık hizmet kalitemiz Avrupa’nın hiçte gerisinde değildir. Sağlık mesleklerini ticaret moda mesleklerine dönüştürürsek sağlık harcamalarımız ekonomimizi zorlayacak rakamlara ulaşır.
Sermaye ve lobici işbirlikçileri, Türkiye’de geleneksel bağımsız optisyenlik müesseseleri ile göz sağlığı hizmetlerinin düşük ve yetersiz olduğunu söylerler, sözde yenileşme ve değişime davet ederler.
Bunlar sahaya sermaye lobici sözcüleri tarafından, AB aday ülke, bu yenileşme değişim ve gelişmelerin karşısında duramazsınız, korkularınızı yenin, korkularınızı atın, DSÖ, AB müktesebatı, bilişim çağı, globalizm, bilgi iletişim çağı, sınırlar kalktı, değişim, yenileşme, ,SGK ödemeleri kalksın, reklam ve internet satışı olsun. REÇETEMİZİ BİZ ÜRETELİM, işsizlere iş alanı açıyoruz.(Sermaye birikimi olmayan geleneksel müesseseler güçlerini birleştirseler ne olacak, Sermaye ile nasıl rekabet edecekler?) Güçlerinizi birleştirin, gibi süslü cümlelerle çağrı yapılır servis edilir.
Karşı duranları, gelişime kapalı, statükocu, küçük olsun benim olsun’cu ilan edilir. Zincir mağazalar dikey büyür, zincirlerde eczacıya bir gözlükçüye biçilen rol sadece işçi olarak çalışmaktır.
Hastanın göz doktoruna erişemediğini söylerler, Fransa’da bir göz doktorundan 3 aydan önce randevu alınamadığını hiç söylemezler.
Bizler gözlük kullanma oranını Avrupa’da hep %50-55 olarak biliyorduk, İnternette de bulunan bir sermaye grubu tarafından yayınlanan açıklamaya göre bu bilgimizin yanlış olduğunu öğreniyoruz. “ Avrupa’da nüfusun %36’sı gözlük kullanıyor.”
Türkiye’de 15 yaş ve üzeri nüfusun %35’unun gözlük kullandığını gösteriyor. Türkiye’de Gözlük kullanımı 45 ve üzeri yaş grubunda %50-60 oranlarına varıyor.
Emekli yaşı kadınlarda 58, erkeklerde 60 olması nedeniyle yaşlılarda gözlük kullanma oranı çok yukarılara çıkacaktır.
Avrupa da, 65 yaş üzeri ,%20, ülkemizde 6,8 dir. AB yaş ortalaması 41-46, Türkiye’de 31 dir. Milli gelir AB ülkelerinde 40. 000 dolar, Türkiye’de 11.000 dolar. Özel sigortalar ülkemizde %1 ler civarında AB ülkelerinde %20’lere yakındır. 41 yaşındaki bir toplumun 31 yaş ortalamasında olan iki toplumun sağlık ihtiyaçları farklı olacaktır.
SAĞLIK OKURYAZARLIĞI
Sağlık alanında ne kadar kaliteli hizmet verilirse verilsin, tedaviye erişim ne kadar kolaylaşırsa kolaylaşsın kişinin kendisinin sağlığını korumaya yönelik farkındalığı gelişmediği sürece başarılı olabilme şansı sınırlıdır. Bu nedenle toplumlarda sağlık okuryazarlığının artırılması gereklidir.
Yapılan araştırmalar da Türkiye’de sağlık okuryazarlığı ilkokul 2 seviyesinde olduğu belirlenmiş.
***
Novartis İlaç’ın, dünyada önde gelen körlük nedenleri arasında ilk sıralarda yer alan glokom hastalığına dikkat çekmek amacıyla düzenlediği global anketin sonuçları yayınlandı. Elde edilen sonuçlar şöyle: Ankete göre, katılımcıların %85’i, beş duyu arasından en çok görme yetisini kaybetmekten korkuyor ve %87’si düzenli göz muayenesinin önemli olduğuna inanıyor. Ne var ki, sadece %33’ü düzenli olarak göz taraması yaptırdığını belirtiyor. Özetle batının da Sağlık okuryazarlığı Türkiye’den bir farkı yoktur.
Geleneksel müesseselerin mesleki geleceğinin güvencesi oda ve birliğimizdir. Birliğinize ve geleceğinize sahip çıkın, birliğinizin tartışılmasına, yıpratılmasına izin vermeyin.
Yaşanan pandemi ile anlaşılmıştır ki sağlık hizmeti haktır ve kamu eliyle yürütülmelidir. Her vatandaş sağlık hizmetine kolay ve para ödemeden ulaşmalıdır. AB nin aslında bir birlik olmadığı, birbirlerinin sağlık ürünlerine el koyduklarını ibretle izledik. İspanya pandemi le birlikte özelleştirdiği sağlık hizmetlerini yeniden hızla kamulaştırdı. İtalya %80 nini özelleştirdiği için senkronize hareket edemedi.
Türkiye’nin pandemi sürecindeki mücadelesi tartışma götürmeyecek şekilde büyük başarı ile sürdürmektedir.
Lobici zincirler pandemi sürecinde, mücbir sebep ve çalışanlarımızın sağlığını koruyoruz diyerek fertlerin ve toplumun sağlığını koruma görevlerini yapmayarak, tüm müesseselerini kapattılar.
Gözlükçüler, Göz hekimi, Diş hekimi, KBB ve çocuk doktoru kadar risklidir. Ama tüm geleneksel müesseseler seferberlik ruhu ile görevlerinin başında pandemi ile en önde mücadele etmeye devam ediyorlar.
Taylan KÜÇÜKER
Eczacı Gözlükçü
