15 Temmuz, öncelikle ülkemizi devamında bölgemizi, sonu başından belli içinden çıkılmaz bir kaosa sürüklemek isteyen vatan hainleri ve onların yurt içi ve yurt dışı işbirlikçilerinin, başarısız ancak nice canımıza malolarak maddiyatla ölçülemez ağır manevi maliyetiyle sonuçlanan darbe girişiminin birinci yıldönümünü idrak ettiğimiz bu gün, ulusal birlik ve beraberliğimizin harcı olan Cumhuriyetimizin ve parlementer demokrasimizin kıymetini anlama ve anlatma günüdür. 15 Temmuz darbe girişimi sahipleri, Cumhuriyet tarihimiz içinde hiçbiri haklı ve mazur görülemeyecek nice darbeciden farklı olarak, sadece siyasi kadroları değil ama, özellikle seçilmiş bir hedef olarak Türkiye Büyük Millet Meclisine de saldırarak şayet başarılı olsalar nasıl bir rejim anlayışı içinde olduklarının anlaşılması noktasında her türlü laneti hak etmektedirler. Dün olduğu gibi bugün ve yarınlarda da Anadolu coğrafyası ve bölgemiz üzerindeki varlığımız, dünya üzerinde egemenlik ve güç mücadelesi verenlerin bir hesaplaşma arenası olmaya devam edecektir. Onların bu hesaplarını etkisiz kılmanın yolu ise Misak-ı Milli sınırları içinde tüm yurttaşlarımızın behemahal yüksek demokrasi standartlarında, birbirleriyle tüm aksi yöndeki çabalara rağmen dost ve kardeş olarak ortak ülküde buluşmalarından geçmektedir. Bu duygularla; bu hain teşebbüsün verdiği tahribatın ve yaralarının, bir an önce sarılması ve bundan böyle ülkemiz üzerinden yürütülen kirli politikaların, ülkemize ve halkımıza yaşattığı travmaların tarihimizin ibret sayfalarında birer ders olarak kalmasını ve bir daha böylesi ihanet şebekelerinin bu topraklarda ve devletimiz içinde yaşayacak iklim bulamamasını temenni ederiz.