Antalya escort Antalya escort bayan Antalya bayan escort

Sivas Barosu Kadın ve Çocuk Hakları Komisyonu Başkanı Avukat Yankı Yıldırım Kadın Hakları gün nedeniyle bir basın açıklaması yaptı - MySivas.Com Sivas HaberleriMySivas.Com Sivas Haberleri

18 Nisan 2024 - 16:01

Sivas Barosu Kadın ve Çocuk Hakları Komisyonu Başkanı Avukat Yankı Yıldırım Kadın Hakları gün nedeniyle bir basın açıklaması yaptı

Son Güncelleme :

26 Kasım 2018 - 16:32

Sivas Barosu Kadın ve Çocuk Hakları Komisyonu Başkanı Avukat Yankı Yıldırım Kadın Hakları gün nedeniyle bir basın açıklaması yaptı

Sivas Barosu Kadın ve Çocuk Hakları Komisyonu Başkanı Avukat Yankı Yıldırım Kadın Hakları gün nedeniyle bir basın açıklaması yaptı.

Yankı Yıldırım açıklamasında”Bugün burada kadına karşı şiddetle mücadele günün önemi ve toplumdaki farkındalığını artırmak için toplanmış bulunmaktayız.

25 Kasım “Kadına Yönelik Şiddetin Ortadan Kaldırılması için Uluslararası Mücadele Günü”. Aslına bakarsak bugünün bu denli önemli bir gün olarak ilan edilmesinin sebebi geçmişte yaşanan 3 kız kardeşin vahşice katledilmesidir. 25 Kasım 1960’da Dominik Cumhuriyetinde yaşayan , Mirabel Kardeşlerin  cesetleri bir uçurumun dibinde bulunmuştur. Sonrasında kardeşlerin tecavüz edilerek vahşice öldürüldüğü ortaya çıkmıştır. Bütün dünyada yankı bulan bu gelişmeler karşısında birleşmiş milletler tarafından 1999 yılında 25 Kasım günün ‘’Kadına yönelik şiddettin ortadan kaldırılması için uluslararası mücadele günü ‘’ olarak benimsenmesine karar verilmiştir. 25 kasım baskılara yenilmeyen yürekli kadınların mücadelesini onurlandırmak ve kadınlara yönelik şiddetle mücadele etmek adına ölümsüzleştirdiğimiz gündür. …

Kadınlara şiddet uygulanması bir insan hakkı ihlalidir. Kadınlar hala hayatlarının her alanında şiddete maruz kalıyor, ölüm ve şiddet gerekçeleri farklı görülmekle birlikte, kadınların pek çoğu sadece kadın oldukları için ve kendilerine tanınan cinsiyet rollerinin dışına çıktıkları için öldürüldüler. Ülkemizde  son 10 ayda 363 kadın şiddete maruz kalarak hayatını kaybetti. Ekim 2018 Raporuna göre ise ,erkekler tarafından 34 kadın daha öldürüldü; çocuk istismarı ve cinsel şiddet ise devam ediyor.

Şiddet kimden, nereden gelirse gelsin, kime karşı yapılırsa yapılsın, şiddet uygulayanın/şiddet uygulananın kim olduğuna, neden uygulandığına bakılmaksızın ortak bir bilinçle şiddete karşı duruş sergilenmelidir.

Kadına yönelik şiddetle mücadele için ulusal eylem planları yapılmasına rağmen, kadınlarımız, kız çocuklarımız her alanda, eğitim, yaş, sosyo-ekonomik durum ayırt etmeksizin, şiddet görmekte, tacize, tecavüze uğramakta, sakat kalmakta ve öldürülmektedir. Yasalarımızda yapılan değişikliklerin kadına yönelik şiddeti azaltmaya yetmediği, hatta en önemli insan hakkı olan yaşam hakkını ihlal eden öldürme filinin çok arttığı bir gerçektir. Öncelikle kadına yönelik şiddetin kadının sosyal hayata katılımını engelleyen sosyal bir olgu olduğunun kabulüyle; mücadeleyi şiddet uygulandıktan sonraki mücadele yerine, şiddetin uygulanmasının önüne geçilmesi yönündeki mücadele olmalıdır. Bu nedenle kadına yönelik şiddetin önlenmesi için devletin çok yönlü, bütüncül politikalar üretmesi yanında; bu mücadelenin toplumsal düzeyde ortak ve kararlı bir şekilde yürütülmesi, her şeyden önce kadının birey olduğunun kabulünü sağlayacak toplumsal zihniyet dönüşümünün sağlanması zorunludur. Kadınlara yönelik şiddeti doğuran ve sürekli hale getiren olumsuz tutum ve davranışları ortadan kaldırmak için cinsiyet eşitliği ve kadına yönelik şiddetle ilgili sosyal farkındalık yaratmak, zihniyet değişikliği yaratarak bireylerin ve toplumun kadına bakış açısını dönüştürmek zorunluluktur.
Kadınlara yönelik yasal haklar konusunda önemli gelişmeler kaydedilmekle birlikte, kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetleri konusunda günümüzde maalesef ki önemli artış gözlenmektedir. Dünya üzerindeki kapitalist, ataerkil ve militarist yaklaşımlar kadınların zaman ve yer kavramı olmadan maruz kaldığı şiddetin boyutu her geçen gün arttırmaktadır.

-“Toplumsal cinsiyet eşitliği” anaokulundan başlayarak yaşamın her alanında bireylerin eğitiminin içerisine alınmalıdır.

-Kadına yönelik şiddetin tüm biçimleri için etkin bir mücadele mekanizması oluşturulmalıdır.

-Kadını bir eşya-meta-mal gibi gören yönetimsel sistemler ve bakış açıları değiştirilmeli, çıkarılacak veya çıkarılmaya çalışılan yasalarda bu konulara özellikle dikkat ve özen gösterilmelidir.

-Şiddet mağdurlarının soruşturma ve yargılama aşamasındaki karşılaştığı güçlükler yeniden kişinin mağduriyetine yol açmayacak şekilde düzenlenmelidir.

-Medyada kadına yönelik şiddet, taciz, tecavüz haberlerinin kamuoyuna aktarılırken ve görsel basında kadının mağduriyetini arttıracak, haberi erotize eden, kadının yaşam biçimine ve özelliklerine odaklanan ve yaftalayıcı, küçük düşürücü ve şiddeti meşrulaştırıcı haber ve yayın dilinden kaçınılmalıdır. Bu konuda RTÜK’ün de harekete geçirilmesi etkin bir şekilde sağlanmalıdır.

Kadına yönelik şiddet karşısındaki sıraladığımız bu taleplerin tamamen sona ermesini istiyoruz. Ulu Önder Atatürk’ün bu konudaki şu sözleriyle;

“Bizim sosyal toplumumuzun başarısızlığının sebebi, kadınlarımıza karşı gösterdiğimiz ilgisizlikten ileri gelmektedir. Yaşamak demek faaliyet demektir. Bundan dolayı bir sosyal toplumun, bir organı faaliyette bulunurken, diğer bir organı işlemezse sosyal toplum felçlidir.”

“Kadına Yönelik Şiddete Hayır” diyoruz.”dedi.

YORUM YAP

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.