İstiklal Marşı’nın şairi Mehmed Akif Ersoy’u hepimiz tanırız. Çok ünlü bir vatan şairi olarak biliriz. Çünkü İstiklal Marşı’nı yazmıştır. Yarışmayı kazandığı halde, para ödülünü almayı reddetmiştir. Ama biyografi okumayı bilmediğimiz için mesela yoksulluk içinde geçen bir hayat sürdüğünü pek bilmeyiz. Akif’in ölümüde yaşam şekli gibiydi sessizce oldu kimsesiz birisi gibi bir tabut ile gelmiş camiye sonradan anlaşılmış Akif olduğu ve kimseye duyuru yapılmadan duyan öğrenciler gelmiş ve devlet değil millet saygısını göstermiş saire ama ne Necip Fazıl gibi millete el açmış ne de devletin verdiği ödülü kabul etmiş yaşamı gibi dimdik şekilde marşı millete armağan etmiş ve parayı eliyle red etmiş böyle bir insan yaşamı gibi sade ve dik bir şekilde vefat etmiş ama Akif’in Asım’ın nesli dediği sözde ki oğlu Asım’ın ölümü bir devletin saire ayıbıydı Mehmed Akif’in oğlunun ölüsünün bir çöplükte bulunduğunu çoğu kimse bilmez! Bu bakımdan burada, kendini devletin sahibi olarak görenlerin, devleti yönetenlerin, vatanı sevenleri ne kadar sevip sevmediği konusu da çok önemlidir! Devlet istiklal marşı şairinin oğluna sahip çıkamamış ve kimsesiz bir şekilde bir çöpte ölmüştür.Akif’e bu değeri vermeyenler Abdülhak Hamit Tarhan gibi ülkenin derdi ile dertlenmeyen kendinden başka kimse ile işi olmayan kişiyi defalarca vekil yaptı. Asım’ın nesli deyip bu milleti yücelten kişiyi bu millete marş yazan kişiyi de nasıl hazin sona bıraktığını İstiklal marşının kabulü haftasında bilelim bir Türkiye geleneği hiçbir başarı cezasız kalmaz …
Sevinç Tezci
09 Mart 2021 / 09:45
…
Emeğine sağlık