Tüccar sermaye ve sözcüleri, Türkiye’de gözlük geri ödemelerinin kaldırılması için olağanüstü çaba harcadılar, Almanya’da gözlük ödemeleri kalktı, biz Almanya’dan, Fransa’dan zengin miyiz,
Gözlükçüler 1 dolara alıyorlar, 40 TL ye devlete satıyorlar haksız kazanç sağlıyorlar. Bizde de gözlük ödemeleri kaldırılsın
söylemleri ile çalmadık kapı, konuşmadık bürokrat bırakmadılar.
Bazı arkadaşlarımızda devlet ne ödüyor ki! Kaldırılsın daha iyi, söyleminde bulunarak bilerek ya da bilmeyerek sermayenin değirmenine su taşıyorlar.
Sağlık AB müktesebatı değildir. Üye ülkeler toplum ihtiyacına ve ekonomik imkanlarına göre SAĞLIKLA İLGİLİ ALANI istediği düzenleme yapabilir. Pandemi sürecinde örneğin Sağlık sistemini özelleştiren İspanya yaşadığı büyük felaketi telafi etmek için tüm sağlık hizmetlerini tekrar kamulaştırdı. Sağlık hizmet sunumunu devlet eliyle yapmaya başladı.
Türkiye sosyal hukuk devletidir. Halk sağlığının korunması Anayasal görevidir. Bu küçük gözlük sağlık yardımları bir anlamda koruyucu sağlık hizmeti görevi görmektedir. Göz ağrısız kör olur. Periyodik muayeneler glakom, retina dekoltmanı ve benzeri körlüğe neden olan hastalıkların erken teşhisine imkân verir. Düşünülenin tam tersine gözlük ödemeleri sağlık harcamalarında koruyucu sağlık hizmeti rolü ile tasarruf sağlar. Körlüğe neden olan hastalıkların erken teşhisine imkân verir. Çağdaş bir toplum inşa edilmesinde katkı sağlar. Gözlüğün kamu sağlığı harcamaları içerindeki payı %0.2 (Binde ikilere)kadar gerilemiştir.
Geri ödeme kilit taşıdır, çekerseniz gözlükçülük çöker.
Türkiye’de gözlük ilaç tedavi kapsamında, geri ödeme sisteminde bulunan, göz hekimi tarafından reçete edilebilen sadece gözlükçü de satışı yapılan tıbbi cihazdır.
Geri ödemeden çıkarırsanız, ilaç ve tedavi kapsamında değerlendirilmez. Geri ödemede olmayan ilaç ve tedavi kapsamında olmayan gözlük artık bir emtiadır. Bir adım sonrası reklamı İnternet üzerinden satışı artık tamamen serbest olur.
En kötüsü, Optik ürünler ilaç tedavi kapsamında değilse; artık göz hekiminin de reçete etmesine de gerek yoktur. ,reçetemizi biz üretelim söylemi başlar.
Sermaye sözcüleri, yasaklarla kısıtlamalarla sektörümüzün büyüyemeyeceğini söylerler. Aslında büyüyecek olan sadece sermayenin Pazar payı ve kısıtlı kamu sağlık harcamalarıdır.
Sermayenin istediği gibi Moda ticaret mesleğine dönüşürse sağlık harcamalarımız artar. Pazar sermaye lehine el değiştirir.
Bizle aynı nüfusa sahip İngiltere’nin sağlık harcamaları 170 milyar dolar, Almanya’nın 250 milyar Euro, Türkiye’nin 150 milyar TL, sağlık hizmetlerini söylediğiniz gibi piyasalaştırırsak, moda ticaret mesleğine dönüştürürsek, Türkiye’nin sağlık harcamaları 750 milyar TL yi aşar. Ekonomik olarak gelişmiş Almanya ve İngiltere bile sürekli artan sağlık harcamalarını karşılamakta güçlük çekmektedir. Bizim ekonomimiz bu küresel sermaye işgalini kaldıramaz. Şu anda sağlık hizmetleri Avrupa’dan hem ucuz hem de hizmet kalitesi yönünden gerisinde değildir. Sağlık mesleğinde kalarak, Tüm topluma, daha az masrafla daha kaliteli sağlık hizmeti sunumu mümkündür.
Bizler gibi İnternet, reklam, geri ödemenin kaldırılmasına karşı olanları da ANTİKACI, statükocu ilan ederler.
Hiçbir sermaye grubu karşısında yasa ile kurulmuş kamu kuruluşu niteliğinde meslek örgütü ve alım birlikteliği istemez.
Sermayenin mesleğin geleceğinde bizlere biçtiği rol, yanlarında işçi olarak çalışmamızdır.
Geri ödeme kalkarsa, Batı ülkelerinde olduğu gibi Geleneksel müesseseler birer birer kapanır, Pazar sermaye yönünde el değiştirir.
1940 da 2. Dünya savaşı koşullarında, gözlükçülük kanununu TBMM den çıkarılmış, gözlükçülük sağlık mesleği olarak sınıflandırılmıştır.
Gözlükçülük Cumhuriyetin Türk milletine ve gözlükçülere armağanıdır. Kazanımlarımıza sahip çıkmak bir anlamda tüm meslektaşlarımızın Cumhuriyete karşı borcudur.
Çağdaş bir toplum inşa etmenin anahtarı, hekim reçetesi ile satılan, ilaç ve tedavi kapsamında değerlendirilen geri ödeme sisteminde bulunan, optik sağlık gereci tıbbi cihaz olan gözlüğü cola cips gibi mal( Emtia),
optisyenlik müessesesini ticarethane-carrefour, Bim A-101, market,
Gözlük kullanıcısı hastaları, müşteri gören lobici ticari tüccar zihniyeti reddediyoruz.
AB ülkelerinde yaş ortalaması 41-46 arasındadır. Ülkemizde yaş ortalaması 31 dir. 46 yaş ortalaması olan bir toplumla, 31 yaş ortalaması olan bir toplumun sağlık ihtiyacı gözlük kullanma oranları farklı olacaktır.
AVRUPA KITASININ TAMAMINDA GÖZLÜK KULLANMA ORANI %36 ‘DIR
Türkiye’de YILLARA göre gözlük kullanma oranları
-(2012 yılı %30)
,-(2014 yılı %34)
-(2016 yılı %35)
Türkiye’de göz sağlık bakım ve görme hizmetleri Avrupa kıtası’nın gerisinde değildir. Örneğin Fransa’da bir göz hekiminden 3 ay öncesinde randevu alamazsınız. Türkiye’de aynı gün muayene olabilirsiniz.
Bu konuda ’da maalesef halkımız bürokratlarımız ve meslektaşlarımız yanlış bilgilendiriliyor.
Ülkemiz, hızla çağdaş medeniyet doğrultusunda ilerlemektedir. Emeklilik yaşı, Mili gelir, işsizlik, 65 yaş üzeri oranları, AB birliği ülkesi seviyelerine geldiğinde, hiç kimsenin şüphesi olmasın gözlük kullanma oranları, AB seviyelerini çok aşacaktır.
Taylan KÜÇÜKER / Eczacı Gözlükçü
