Kadınlar ailenin korunaklı yapısının sürdürülmesi, huzur ve refahın arzu edilen seviyelerde olması için temel unsurdur. Bizim medeniyetimiz tarih boyunca kadını baş tacı etmiş, onu kutsal ve korunaklı bir yere taşımıştır. Veciz bir ifadeyle söyleyecek olursak, bizim medeniyetimiz bütün kadınları önce anne olarak düşünmüştür. Hz. Peygamberimizin hadis-i şeriflerinde de buyurduğu gibi, ‘Cenneti annelerin ayaklarının altına seren’ bu anlayış elbette kadınlarımıza hak ettikleri değeri verecek ve yarınları bu düşünceyle yetişmiş nesillere emanet edecektir.

Sağlıklı ve daima ileriyi düşünen bir toplum için kadınların hayatın her alanına dokunması ve ‘kadın nezaketiyle’ hukuktan sağlığa, ekonomiden eğitime kadar her alanda var olmaları elzemdir. Kadınlarımızın devletin ve toplumun her kademesinde görünür olmasını ve topluma ‘anne elinin’ değmesini amaçlıyoruz.

Ülkemizi topyekûn ayağa kaldırmak ve çocuklarımızın geleceğe güvenle bakmasını sağlamak durumundayız. Bunun için kadın-erkek demeden çalışmalıyız. Kadın ve erkek bir bütünün iki parçasıdır. Önemli olan kişinin cinsiyeti değil, kişiler arasındaki adaleti tahsis edebilmektir. Mutlu ve huzurlu olduğu dünya istiyorsak, ailelerimizin sağlam ve korunaklı olmasını arzuluyorsak kadınları hayatın dışına itmeden, onların haklarını korumalı ve bu düşünceyle yaşamalıyız. Dünya ancak bu şekilde yaşanılır hâle gelecektir. Bu vesile ile 8 Mart Dünya Kadınlar Gününü kutlar, sağlıklı, huzurlu ve mutlu bir hayat dilerim.