17 Ekim Pazar gününü Pazartesi gününe bağlayan gece Âlemlere rahmet olarak gönderilen Sevgili Peygamberimiz’in (sav) dünyayı teşriflerinin yıl dönümü. Yüce Kitabımız Kur’ân-ı Kerîm’de “Üsve-i Hasene” yani “En Güzel Örnek” olarak bizlere takdim edilen Efendimiz (sav), yalnızlaşan, bunalan ve hayatın anlamını yakalayabilmek için çareler arayan insanların son sığınağıdır. Bu yönüyle canımız ve cananımız olan Efendimiz (sav), Hakk katından getirdiği ilkelerle insanlık tarihinin şanını elinde tutan simadır. O (sav), Yüce Yaratıcımızın razı olacağı en mükemmel hayatın sahibi, insanlığın övünç kaynağı, nebîler serdârı ve öncüsüdür. Sevgili Peygamberimiz (sav), mesajları ile gönül yangınlarını söndüren, müjdeleri ile ruhlara huzur veren, şefaati ile ümmetine müjde olan Hâtemü’n-Nebiyyîn (Peygamberlerin Sonuncusu)’dir. Yüce Mevlâmızın Habîb’i (Sevgilisi), uzak ve yakın herkesi kendisine hayran bırakan dost, kalplerin kendisine aktığı doğru yönün sahibidir. O (sav), Rabbimizin adıyla adı anılan, ismi canlarda yazılı olan, yedi kat semada ünü dolaşan âşıklar sultanıdır. O (sav), hırkasında sırlar gizlenen, nice Peygamberin arkasında yürümek için dua ettiği, Nebîler halkasının sonuncusudur.

İnsanlığa, son peygamber olarak, tevhidi, adaleti, merhameti, vefayı kısaca Hakk’ın razı olacağı iman, ibadet ve güze ahlâkı öğreten Efendimizin (sav) dünyayı teşrifleri dolayısıyla yüreklerimizi heyecanlandıran “Mevlîd-i Nebî” gününün ve haftasının ülkemize, ümmet-i Muhammed’e ve tüm insanlığa hayırlar getirmesini Yüce Mevlâ’dan niyaz ediyorum. Günümüzün mü’minleri olarak Efendimizi (sav), tanımanın, O’nu (sav) anlamanın ve O’nun (sav) yaşadığı gibi bir hayatın sevdasını sürmenin dünya ve ahiret mutluluğumuz için olmazsa olmaz konumunu hatırlatarak sözlerime son vermek istiyorum.

Salat ve selam Sana ya Resûlallâh!

Tahiyyât ü ikrâm Sana ya Habîballâh!

Tazim ve hürmetler Sana ya Nebiyallâh!

Yusuf AKKUŞ

İl Müftüsü