2 Temmuz 1993 günü 35 yurttaşımızın, şeriatçi bir ayaklanma sonucu; Pir Sultan’ın, Aşık Veysel’in yetiştiği topraklar olan Sivas’ta vicdanları kararmış güruh tarafından yakılarak katledilmesinin üzerinden tam 26 yıl geçti. 26 yıldır, bu toplumsal acı ülkemizin üzerinde kara bir leke olarak durmaktadır.
Katliamın sorumlularından hesap sorulmamıştır. İnsanlık suçu sayılacağına, yargılanan failler için ‘zaman aşımı kararları’ alındı. Bu katliamın faillerinin avukatlığını yapanlar, bugün AKP koltuklarından milletvekili ya da bakan olarak görev yapmaktadır.
Hak, hukuk, adalet arayışımızın en önemli noktalarından biri Madımak Katliamı’dır. Hasret Gültekinleri, Muhlis Akarsuları ve nicelerini katleden karanlık, aydınlığa çıkmadan Türkiye’de gerçek anlamda demokrasiden söz edilemez.
Katliamın; yüzyıllar boyu Alevisiyle Sünnisiyle, Türküyle Kürdüyle medeniyetlere ev sahipliği yapan, Kurtuluş Savaşı’nın en önemli kritik döneminde üstlendiği rol ile 30 Ağustos’a giden yolu açan Sivas’ta yaşanması hem tüm Sivaslıları derinden yaralamış hem de Sivas’ın temsil ettiği değerleri de hedef almıştır. Cumhuriyetin temellerinin atıldığı Sivas’ta planlanan katliam cumhuriyetimize karşı isyan niteliği taşımaktadır. İzmir Menemen’den tanıdığımız senaryoya 26 yıl önce Sivas’ta da şahit olduk. Cumhuriyete karşı şeriatçı ayaklanmanın sahnelendiği 2 Temmuz gününde, laiklik ve devrimcilik gibi cumhuriyetimizin temel taşları hedef alınmış, Türkiye yeniden ortaçağın karanlık zihniyetine hapsedilmek istenmiştir.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde cumhuriyetimizin kurucu partisi olan Cumhuriyet Halk Partisi’nin Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’na karşı, tıpkı 26 yıl önce Madımak’ta olduğu gibi Ankara Çubuk’ta yapılan linç girişimi de aynı zihniyetin ürünüdür. Menemen’de Madımak’ta kirli senaryoları devreye sokanlar Çubuk’ta umduklarını bulamamış; özgürlüklerden, çok seslilikten, demokrasiden, sağduyudan ve kardeşlikten kesinlikle taviz vermeyen bir iradeyle karşılaşmıştır. İnsan hak ve özgürlükleri için, toplumumuzun tüm bileşenlerinin huzur içinde yaşaması için sürdürdüğümüz mücadele dün olduğu gibi bugün de devam edecektir.
Bu duygu ve düşüncelerle Madımak Katliamı’nda hayatını kaybeden tüm yurttaşlarımızı saygı ve özlemle anıyor, yeni Madımakların yaşanmaması için; hak, hukuk, adalet çerçevesinde daha özgür bir Türkiye için özgürlük ve demokrasi mücadelesinde tüm yol arkadaşlarıma başarılar diliyorum. “dedi.
