Vali Ayhan konuşmasında Ve geriye dönüp şöyle bir bakıyorum. 2008 yılı Ağustos ayı…
Kader, bizi Altınyayla ile Sivas ve Sivas’ın gerçekten samimi, sevecen, gönlü deryalar gibi muhabbet besleyen insanlarıyla tanıştırdı.
Altınyayla, Sivas topraklarına adım attığım ilk ilçe. Henüz daha meslek hayatımın ilk dönemleri. Bir tarafta gençliğimizin verdiği içimizde coşan bu toprakların insanına hizmet etme aşkı ve heyecanı, diğer tarafta henüz daha ilçe olma yolunda emekleme günlerini yaşayan bozkırın içinde kapanık, sessiz ve durgun bir ilçe…
Şükrediyorum. Büyüklerimizin yol göstericiliği, destek ve katkılarıyla, halkımızın samimi ve içten dualarıyla Altınyayla Kaymakamlığı, Şarkışla Kaymakam vekilliği ve Divriği Kaymakamlığı ile süren Anadolu’nun en emin beldesine hizmet edebilmeyi Rabbim bize nasip etti.
Sivas Vali yardımcılığı ve İl Özel İdaresi Genel Sekreterliği ile bu şehrin tamamına hizmet edebilmeyi lütfeyledi. Saygıdeğer bakanımız İsmet Yılmaz’ın teveccüh ve takdirleriyle Milli Eğitim Bakanlığı’nda Destek Hizmetleri Genel Müdürü olarak, Sivas’tan ayrı kalıp Ankara’da 2 yıl süre ile görev yaptıysam da beni hep Sivaslı olarak bildiler ve ben bundan hep gurur ve onur duydum.
Ve nihayetinde Bakanlarımızın desteği ve “Halka hizmet, Hakk’a hizmettir” düsturuyla ülkemizin gelişmesi ve ilerlemesinde öncülük eden ve milletin gönlünde müstesna bir yer edinen Sayın Cumhurbaşkanımızın tensip ve onayları ile Sivas’ta vali olarak görev yapmak nasip oldu. Sivas’ta 2008’de başlayan 2022’nin bu günlerine değin uzun sayılacak bir dönemde sizlerle birlikte olmanın bahtiyarlığına eriştik.
Bu 14 yıllık süre zarfında tüm samimiyetimle şuna şahit oldum: Ben Sivas’a, Sivas’ta bana kucak açtı, bağrına bastı.
Ülkemizin alan itibariyle ikinci, yerleşim birimi olarak en büyük şehri olan Sivas’ımızın neredeyse üzerinden geçmediğim yolu, gitmediğim yöresi kalmamıştır.
Ve hastasından yaşlısına, öğrencisinden yoksuluna, sokağından dağına bu şehrin köylerinde, kasabalarında, ilçelerinde ve mahallerinde olmaya gayret ettik. Sofrasına oturduk, derdini dinledik, dualarını aldık. Kısacası bir Sivaslıdan belki daha fazla Sivaslı hissettik kendimizi…
Gün oldu uykusuz kaldık, gün oldu yağmurunda, karında, düğününde, cenazesinde, stadyumunda, okulunda bulunduk; türküsüne eşlik ettik. Vatandaşımızın güvenliğine, huzuruna halel gelmesin diye ailemizi, evimizi, zamanımızı ve sağlığımızı dahi düşünmeden gece gündüz Sivas’la yattık, Sivas’la kalktık.
Bu şehre gönlümüzü verdik. Sizlerle sevindik ve sizlerle üzüldük. Acılarınız acımız, sevinçleriniz sevincimiz, mutluluklarınız mutluluğumuz oldu. Birlikte stadyumda haykırdık, birlikte Yıldızdağı’nda kaydık, Hamidiye’de gezdik.
Şimdi geri dönüp baktığımda, bu şehre yapılan onlarca hizmet ve yatırımın hikâyesine besmele çektik, katkı sağladık ve öncülük ettik. 28 bin km2 lik Sivas coğrafyasında, alt yapıdan üst yapıya, eğitimden sağlığa, sanayiden tarıma, kültürden turizme ve Sivasspor’una birçok alanda yapılan hizmetleri burada anlatacak değilim. Kadirşinas Sivaslıların bunların farkında olduğuna tüm kalbimle inanıyorum.
Ve şunu söylemek istiyorum. “Kuş alayı ile uçar.”
Tüm bu hizmetler ve yatırımlar, başta Sayın Bakanımız İsmet Yılmaz başta olmak üzere, milletvekillerimizle, Belediye başkanımızla, bu şehir için fikrim var diyen herkesle, her kesimle kısacası ortak akılla, istişare ile hep birlikte, ekip olarak projeler ortaya koyduk. Bugün her biri bu şehrin müstesna değerleri oldu.
Rabbim devletimize zeval vermesin. Milletimizin alnını ak, başını dik eylesin. Bizleri bir ve beraber eylesin. Dünya milletleri içerisinde sahip olduğumuz o şanlı şerefli tarihe ve o ecdadımıza yakışır bir şekilde dimdik ayakta durmayı nasip etsin.
Başta cumhurbaşkanımız, bakanlarımız, her talebimizi dinlediler, katkı sağladılar ve destek verdiler. Biz “Ortak akılla Yarınların Sivas”ı için devlet imkânlarıyla, sponsor katkılarıyla yola koyulduk. Ekibimizin yorulmak bilmeyen çaba ve gayretiyle kadim şehir Sivas’ın hikâyesine başarı hikâyeleri eklemeye gayret ettik.
Eğitimde, tarımda, sanayide, turizmde, sağlıkta, sporda kısacası bu şehrin gelişimi ve kalkınması için, huzuru ve refahı için gece gündüz emek verdik.
Ve Sivasspor… Bu şehrin marka değeri, Bu şehrin Anadolu’dan Avrupa’ya açılan yüzü… Başarı grafiğini yükselten gurur tablosu…
Sivas’ın uzak köylerinden, ilçelerinden gelerek stadyumda haykıran küçücük öğrencilerimiz sevinci ve heyecanı adına diyorum ki, Türkiye Kupası ile inşallah bu gurur taçlanacaktır.
Çalışmalarımızda bize destek veren, şehrimize ve insanımıza hizmet etme imkânı veren başta Cumhurbaşkanımıza, bakanlarımıza, milletvekillerimize, vali yardımcılarına, kaymakamlarımıza, belediye başkanlarımıza, ildeki tüm kamu kurum ve kuruluşların yöneticilerine, çalışanlarına, iş insanlarımıza, esnafımıza, hizmetlisinden yöneticisine her kademedeki mesai arkadaşlarıma, ….
muhtarlarımıza, siyasi parti temsilcilerine, meslek ve STK temsilcilerine, basın mensuplarımıza ve tüm Sivaslılara ayrı ayrı teşekkür ediyorum.
Ve bir teşekkürü de beraber yol yürüdüğümüz hayat arkadaşım, Sivas’a hizmet etmek için emeğini esirgemeyen eşim Zeynep Hanıma, bebeklik ve gençlik çağlarında çok zaman ayıramadığım çocuklarıma teşekkür ediyorum. Onlar ki, hep yanımda oldular, hep destek oldular.
Ve çoğunluğu Sivas’ta geçse de güzel ülkemizin birçok yerinde görev yapmak nasip oldu. Her ayrılış hüzünlüdür, muhakkak ki insanı yaralar. Ama ilk defa bir şehirden ve bu Sultanşehrin samimi insanlarından ayrılmanın üzüntüsünü bu kadar derinden yaşıyorum ve hissediyorum.
Muhakkak ki istemesek de işimiz ve görevimiz gereği elimizde olmayan bir nedenle üzdüklerimiz, kırdıklarımız olmuştur. Eğer varsa bir hakkım helal ediyorum. Ve herkesten helallik diliyorum.
Bilesiniz ki yüreğimde sadece bu şehrin insanlarının kadirşinaslığı kalacaktır. Sivaslıların duasının her daim üzerimizde olacağına inanıyorum.
Karşılıklı olan gönül bağımız, dostluğumuz ve bir Sivaslı olarak beni kabul eden bağrına basan insanlarımızla oluşan gönül bağımızın devam edeceğine inanıyorum. Sivas’tan ayrılırken başta yeni görev yapacağım Şanlıurfa olmak üzere, nerede ve hangi konumda bulunursam bulunayım, gönlümüzün ve kapımızın sizlere sonuna kadar açık olduğunu bilmenizi isterim. Yine bilesiniz ki, kalbimiz, gönlümüz hep Sivas’ta atacaktır.
Bir şehri sevmek zordur ama daha zoru ise bir şehirden ayrılmaktır.
Ne yaparsın ki, her şey başlıyor ve bitiyor. Önemli olan görevlerimizi tamamladığımız yerde gök kubbede hoş sada bırakabilmektir. Eğer bu şehirde, bir hoş sada bırakabildiysek bu beni ve ailemi bahtiyar edecektir. Ve üstad Necip Fazıl’ın dediği gibi
Gideriz nur yolu izde gideriz
Taş bağırda sular dizde gideriz
Bir gün akşam olur bizde gideriz
Kalır dudaklarda şarkımız bizim…
Saygı, sevgi ve muhabbetlerimle…
Allah’a emanet olun…”dedi.
