Kurban Bayramı; özellikle kalp, şeker, tansiyon gibi kronik hastalığı olan bireyler başta olmak üzere tüm bireylerin beslenmelerine dikkat etmeleri gereken bir dönemdir.
Ülkemizde yaygın olarak kurbanlıkların kesiminin hemen ardından et tüketimi gözlemlenmektedir. Etlerde kesimle birlikte ‘’RigorMortis’’ adını verdiğimiz ölüm katılığı durumu oluşmaktadır. Bu durum etin pişme süresini geciktirmenin yanı sıra hazımsızlık, şişkinlikgibi problemleri de beraberinde getirmektedir. Bunu önlemek için etler 24 saatlik bir dinlenme süresinin ardından tüketilmelidir.
Etleri pişirirken; kızartma, kavurma gibi yöntemler yerine fırın,haşlama, ızgara gibi yöntemler tercih edilmelidir. Diğer yandan kavurma kültürümüzde yaygın olarak kullanılan bir yöntem, bu şekilde pişirilecekse de tereyağ,içyağ gibi yağlar ilave etmeden etin kendi yağıyla pişmesi sağlanmalıdır. Mangal yine sıklıkla tercih edilen bir başka pişirme yöntemi, bu şekilde tüketilecekse de etle ateş arasında 15 cmlik mesafe bulundurulmalıdır. Bu mesafe gözardıedilirse,besin kayıplarının olmasının yanı sıra kanserojen bazı maddeler oluşabilir.
Etler tüketilirken; sebze grubu,tahıl grubu gibi diğer besin grupları ile bir arada tüketilmelidir. Bu şekilde sağlıklı beslenme örüntüsü sağlanırken, tek çeşit beslenmenin önüne geçilecektir. Ayrıca bu besin gruplarından alınacak posa, etlerin sindirim sürecine yardımcı olacaktır.
Etlerin muhafaza edilişi de bir başka önemli nokta;etleri kullanım amacına göre kuşbaşı,kıymavb şekilde hazırladıktan sonra tek kullanımlık olacak şekilde, küçük parçalar halinde buzdolaplarının buzluk kısmında ya da derin dondurucularda muhafaza etmeliyiz. Etleri kullanacağımız zaman buzdolabının alt kısmında(sebze-meyve kısmı) çözülmesini sağlamalıyız. Kalorifer üzerinde,ateş üzerinde çözdürmek gibi yöntemlere başvurmamalıyız. Çözdürülen etler tekrar dondurulmamalıdır.
Kurban bayramında et tüketiminin yoğun olmasının yanı sıra, kültürümüzde bayram geleneğinde hamur işleri,şerbetlitatlılar,şeker ve şekerli yiyecek-içecek tüketimi de geniş bir yer kaplamaktadır. Bunun önüne geçmek için öncelikle, misafirlikte sunulan ikramlıkların hepsini bitirmek zorunda hissetmemeli ve tadımdan öteye geçmemeliyiz. Şerbetli tatlılar yerine sütlü tatlılar;gazlı içecekler yerine evde yapılmış komposto,limonata gibi içecekler tercih edilebilir.
Bayramın yoğun temposundan öğün düzenlerinin de genel olarak aksadığını gözlemliyoruz. Güne her zaman olduğu gibi sağlıklı bir kahvaltı ile başlanmalı,diğer ana öğünler de geciktirmeden tüketilmelidir. Geç saate kalan akşam yemekleri de yine sindirim sistemimizi zorlayacaktır. Ana öğünlerin yanı sıra; ara öğün adını verdiğimizmeyve,süt gibi sağlıklı atıştırmalıklarla da iştah kontrolü sağlanırken ana yemeklerde aşırı besin tüketiminin önüne geçilecektir.
Normal zamanlarda olduğu gibi bayram günlerinde de su tüketimimize dikkat etmeliyiz. Barsaklarımızın çalışması için vücudumuzun suya ihtiyacı var.Gün içerisinde yapacağımız yürüyüşlerle hem enerji alımımızı dengeleyip hem de sindirim sürecimize yardımcı olabiliriz.
Herkese mutlu ve sağlıklı bayramlar dilerim…
