500 baş ve üzeri damızlık düve işletmesi kurmak isteyenlere yönelik olarak canlı hayvana, inşaata ve makine ekipmana  verilen yüzde 50 hibe uygulamasının kapsadığı illere Sivas´ın şu an için alınmadığını dile getiren Sivas Ziraat Odası Başkanı Hacı Çetindağ, siyasilere serzenişte bulundu.

Sivas´ın temel geçim kaynağının tarım ve hayvancılık olduğunu kaydeden Çetindağ, ilimizin de 500 baş ve üzeri damızlık düve işletmesi kurmak isteyenlere yönelik verilecek hibe kapsamına alınmasını istedi.

“SÜREKLİ GÜNDEME GETİRECEĞİZ”

Başkan Çetindağ, konu ile ilgili olarak  “500 baş ve üzeri damızlık hayvan yetiştiriciliğinde  yüzde 50 destek var. Ahır yapımında ve hayvan alımında da bu geçerli. Ama bu konuda Sivas yok. Sivas yüz ölçüm olarak Türkiye´nin en büyük ikinci şehri. Duyduğumuza göre Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu illeri bu kapsamda  var. Sivas´a sanki ayrı bir ceza verilmiş gibi. Sivas tarım ve hayvancılık şehri olduğu halde neden yok? Buradan siyasilerimize soruyorum.  Bundan sonra da inşallah siyasilerimiz bunu okur da ilgililerle görüşür. Biz 500 baş ve üzeri damızlık çiftliklerinde Sivas´ın da olmasını istiyoruz ve bekliyoruz. Olmazsa da sürekli gündeme getireceğiz. Sivas´ın başka geçim kaynağı yok çünkü. Sivas sanayi şehri değil, tarıma dayalı bir şehiriz” açıklamasında bulundu.

“ÖNÜMÜZ KESİLİYOR”

Sivas´a acilen bir şeker fabrikası kurulması gerektiğine dikkat çeken Çetindağ, “Yanımızdaki şeker fabrikalarının hemen hemen tamamının pancarını Sivas karşılıyor. Malatya, Erzincan, Kayseri ve Tokat´ta şeker fabrikası var. Her nedense bizim  bu konularda hep önümüz kesiliyor. Bu konuya da duyarlı olunması lazım” diye konuştu.

“SULAMA YAPILAMIYOR”

Sivas´ın tarımsal sulama konusundaki kapasitesinin ortak bir çalışma ile artırılması gerektiğine vurgu yapan Çetindağ, “Geçtiğimiz günlerde Devlet Su İşleri (DSİ) bir açıklama yaptı. Buna göre Sivas´ta yüzde 70´lik bir alanda sulama kapasitemiz var ama biz sadece yüzde 15´lik bir alanı sulayabiliyoruz. Yüzde 55´inde altyapı olduğu halde sulama yapılamıyor. Burada çiftçilerimizin eğitimi şart. Ortaklaşa bir çalışma ile buna yönelinmesi lazım, altyapıyı kurmamız lazım, buna göre desteğin verilmesi lazım” değerlendirmesinde bulundu.

“HER ÖNÜNE GELEN ÇİFTÇİLİK YAPMAMALI”

Çetindağ, konuşmasını şu şekilde devam ettirdi: “Bunu yapamadığımız sürece biz DSİ´nin kurduğu arazi sulama unsurlarından çiftçilikte faydalanamayız.  Çünkü çiftçilerimiz tam olarak o bilince sahip değiller. Ona sahip olsak  katma değeri daha yüksek ürünler yetiştiririz. Bu biraz da çiftçilerimizin  işine geliyor. Kendimizi de eleştirmemiz lazım. Çiftçimiz 10. ayda buğdayını tarlaya saçıyor. 8. ayda da ne çıkarsa biçiyor gidiyor. ‘Sulama ile uğraşıyım´ düşüncesi yok. Alternatif ürünlere geçmek de yok. Sadece buğdaya yoğunlaşılıyor. Halbuki yem bitkileri, aromalı bitkiler de var. Bu da sulama ile ilgili. Çiftçimiz eğitime alınmalı. Bir plan proje olmalı. Her önüne gelen çiftçilik yapmamalı. Bu da Tarım İl Müdürlüğü´ne, bize düşüyor. Biz eğitimler yapıyoruz ama çiftçileri de eğitime getiremiyoruz. Buna planlı bir çözüm getirmemiz lazım. Kalkınan ülkeleri baz almamız lazım. Her önüne gelen çiftçilik ve hayvancılık yapmamalı.”