Cumhuriyet Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Alim Yıldız, Türkiye Gençlik Vakfı (TUGVA) Sivas İl Başkanlığı’nda öğrencilere söyleşide bulundu.
TUGVA Sivas İl Başkanı Erhak Çınar’ın da hazır bulunduğu programda Rektörümüz Prof. Dr. Alim Yıldız, “1980 öncesi mektebiyle başlayan bu hareketin bugünlere getirdiğini söylemiştik. 80 sonrasında da MGV gibi diğer birkaç vakıf birçok insan yetiştirdi, ama daha sonra bir kesintiye uğradı. TUGVA gibi benzeri kuruluşlar inşallah geleceğe hazırlayacak bizleri. Buralar önemlidir ve ikinci bir okuldur.” dedi.
“Çobanlık yaptığım harçlıkla okula başlamıştık”
Okul tecrübelerini öğrencilerle paylaşan Rektörümüz Prof. Dr. Yıldız, “İlkokulu bitirdiğim yıl Sivas’ta kalacak bir yere ihtiyacımız vardı. Yurtlar bu kadar yoktu, belki paralı yurtlar vardı, biz de bilmiyoruz ama belki para verecek durumda da değiliz. O zamanki Vakıflar Öğrenci Yurdu’nda sınava girdik. Kazanmışız, altmış kişilik bir yurttu. Orada da her okuldan öğrenci vardı. İmam-Hatip’te okuyanlar, Selçuk Ortaokulu’nda okuyanlar vardı; fakat gelişimizde de şöyle bir şey oldu. Okula geleceğiz; ama bir de harçlık lazım. Ağabeyim o sene askere gitmişti, yetmiş dokuzun ortalarında. darbe sırasında askerdeydi. Köydeki gelirle babam; ancak ona harçlık gönderebilecek durumda. Biz tabii yurt sınavına girdik kazandık; ama hâlâ para yok. O yıl bir arkadaşla çobanlık yaptık, yaz döneminde. Kırk lira idi sanıyorum, yirmi lirası ona, yirmi lirası da banaydı. O harçlıkla okula başlamıştık.” diye ifade etti.
Konuşmasının devamında Rektör Yıldız, “Yurtta iyi arkadaşlıklar, iyi dostluklar kurduk. Yurdun veya yatılı okulun insana kazandırdığı şeyler var. Güzellikler var, kötülük de var. Kötülük mü bilmiyorum; ama insanı ailesinden uzaklaştırıyor. İyilik de şu sizi hayata hazırlıyor. Yani on bir, on iki yaşlarında hayata hazırsınız artık. Kendi başınıza yaşıyorsunuz. Eğer iyi arkadaşlarınız varsa iyi yönde ilerliyorsunuz, kötü arkadaşlarınız varsa da kötü yönde ilerliyorsunuz. Yurt bize güzel şeyler kattı. Kitaplık vardı oradan kitapları alır okurduk. Okumayı seven arkadaşlarımız vardı, o bir kitabı alır okurdu, ondan sonra biz ondan kitabı alır okurduk, bizim aldığımız kitapları onlara verirdik.” dedi.
Program karşılıklı sohbet şeklinde devam etti.
